Giresun Kalesinin semalarinda görülen iki ates topu süzülerek yere iner. Icinden cikan iki kanatli cüce, Nehir ile
Emirin kaskati kesilmelerine neden olur.
Ardindan ay denize cakilir, gökteki yildizlarla birlikte sehrin bütün isiklari söner ve evren zifiri karanliga gömülür.
Birkac dakika sonra ortalik yeniden aydinlanir. Birden kendilerini iki bin iki yüz yil önceki zaman diliminde
bulurlar. Kralin kizi Elena ile Coban Erikin amansiz asklariyla karsi karsiya kalirlar. Güzeller güzeli Elena,
hapsedildigi manastirin kulesinden agacin dalina asilmak üzere olan sevgilisini izlemektedir.
XZ havalanarak Coban Eriki ipten alir, arkasindan Prenses Elenayi manastirdan kurtarir. XA ise yani basindaki
Nehir ile Emiri sirtlanarak havalanir. Gökyüzünde ates toplarini gören halk saskinlik icindedir. Sevinc cigliklari
icinde alkislarla onlari ugurlarlar. Bunu duyan Kral cilgina döner