Turfanda mi Yoksa Turfa mi romaninin kahramani Mansur, tip egitimi aldigi Fransadan varligini devlet hizmetine adamaya kararli bir idealist olarak Istanbula gelir. Fakat daha adimini atar atmaz karsilastigi olaylar, gördügü manzaralar karsisinda saskinliga düser. Mansur tenkitci dikkatiyle Osmanli cemiyet ve devlet hayatini en hurda köselerine kadar teshir ederken, Tanzimattan beri dogrulmak istedikce sendeleyen ve nihayetinde yikilan Osmanlinin düsüs nedenleri canli tablolar halinde gözler önüne serilir. Mizanci Murat okura, zamanin yeni mahsulü Mansur gibilerinin, Ilerde cogalacak benzerlerinin ilk önceleri, yani turfandalari midir yoksa kimsenin begenmeyecegi cemiyet düskünleri, yani turfalari midir sorusunu sordurur.
Mizanci Murat 1854-1917 Gazeteci, siyaset adami, tarihci ve yazar Murat Bey, Dagistanda dogdu. Rüstiye ve idadi ögrenimini burada tamamladi. Rusyada tip egitimi aldiktan sonra 1873te Istanbula giderek Hariciye Nezareti Matbuat Kaleminde cevirmen olarak calisti. Mekteb-i Mülkiyede siyasal tarih ve cografya dersleri verdi. Darülmualliminde hocalik ve yöneticilik yapti. Ittihat ve Vakit gazetelerinde Türk-Rus savasi ve dis politika konularindaki yazilariyla kendini gösteren Murat Bey, 1886dan itibaren cikardigi Mizan gazetesiyle Osmanli basininda önemli bir yer edindi. Yazilari nedeniyle gazete sansüre ugrayarak zaman zaman kapatildi. Istanbulda ilk örgütlü muhalefet hareketleri basladiginda Jön Türkler kendilerine yakin gördükleri Murat Beyin hareketin basina gecmesini istediler. Sarayin baskisi karsisinda 1895te Parise kacan Murat Bey önce Kahire, sonra Paris ve Cenevrede yeniden cikardigi Mizan ve ayrica yayimladigi siyasi risaleleriyle Avrupada ve Türkiyede büyük tesir uyandirdi. II. Mesrutiyetin ilanini takiben Mizani tekrar cikararak eski partisiyle anlasma ümidini, Avrupadan dönmesini affetmeyen Ittihat ve Terakki liderleri bosa cikarinca, o, tesiri 31 Mart hadiselerine kadar uzanan siddetli bir muhalefete gecmistir. Olaydan birkac gün sonra, irtica ve askeri ihtilal cikarmak sucuyla tutuklanarak ömür boyu kalebentlige mahkm edilip Rodosa sürülür. Midillide tamamladigi sürgünlügünden 1912de cikarilan kismi af üzerine Istanbula dönmüs, Peyam ve Peyam-i Edebide yazmaya devam etmistir.