Bülent elini hizla uzatip almisti, gözlük benzeri kaski ve gecirivermisti kafasina..
Biz öylece kalakalmistik. Usulca geri yaslandi, acik gri süet koltuga, kendini birakirken rahatca ellerini yanlara saliverdi. O kadar rahat ve huzurlu görünüyordu Bülent, biz ise nefes almaya dahi korkar durumdaydik. Bu rahatlik ve haraketsizlik Bülentte alisilagelen bir durum degildi cünkü.
Ben Selim olarak iyi biliyordum ki Bülent dakikalar sonra o gözlügü cikardiginda artik eski Bülent olmayacakti.