Hollandali sira disi bir kadinin gercek hayat hikayesi.
Orta sinifa mensup, hayati düzgün akip giden dört cocuk sahibi Rika, kocasindan ayrilir ve kendi isini kurup ekonomik bagimsizligini kazanir. Yine de siradan sayilabilecek hayati, Surinamli, kendinden cok genc Waldemara asik olmasiyla, üstelik ondan bir gayri mesru cocuk sahibi olmasiyla rayindan cikar.
Bu cocuk aslinda Avrupanin bir metaforudur Halklarin büyük bir savasla birbirini yok etmeye hazirlandigi, irkciligin herhangi bir bireysel farka tahammül edemedigi bir dünyada, bir yandan Avrupa icinde gelisen alternatif hayatlarin bir simgesi, daha sonraki yillarin büyük göc dalgalariyla kitanin melezlesmeye baslamasinin belki ilk mütevazi isareti olan müthis ask cocugudur Sonny Boy.
Rika ve Waldemari hapishaneler ve toplama kamplarinda gecen zorlu aylar, geride biraktiklari Sonny Boyu ise cok zor bir hayat bekler.
Bir safkan Hollandali kadin; bir Surinamli zenci genc; bir melez cocuk Ücü de savastan, irkciliktan, yikimdan farkli sekillerde paylarini alacaktir, ama ayni zamanda sevgi, dayanisma ve haysiyetten de...
Annejet van der Zijl Sonny Boyun kendisi ve diger aile fertlerinden hayatta kalanlarla, o dönemi yasamis, pansiyonda kalmis, toplama kamplarinda Rika ve Waldemar ile bulunmus, onlarin yasadiklarina taniklik edip kamptan sag kurtulmus insanlarla konusarak ve genis kapsamli bir tarihsel arsiv calismasi sonucu bu hikayeyi ortaya cikarmis ve cok sürükleyici, yürege dokunan, ama asla romantizme kacmayan objektif bir dille kaleme almis.