Bir cihan padisahinin, Fatih Sultan Mehmedin oglu o. Engin bilgi sahibi, duygulu ve nazik bir delikanli, hem de cengaver. Gören bir daha bakiyor, kadinlar asik oluyor. Sariginin altindan ucusan sari saclari, kilici kullanan güclü kollari... Hele sevgi dolu mavi gözleri... Öyle kusursuz ki, görenler onu masallardaki beyaz atli prense benzetiyorlar. Ama...
Ömrü kisa, asklari yarim, cocuklari ölü, saltanati yalnizca 17 gün...
Cem Sultan her seyini kaybetti; esir düstü, yalnizliga mahkm oldu, caresiz yalnizligina adamlarinin kendisini birer birer terk edisleri eklendi. Kimseye dert yanmadi, kimseyi suclamadi, hepsini kendi kusuru olarak kabul etti.
Osmanliyi taht kavgasina sürükleyen kararlari, memleket hasretiyle gecirdigi Avrupa günleri... Ölümü bile onu vatan topraklarina cabucak getiremedi, aylar boyunca satolarin zindanlarinda cürüdü.
Cem Sultan hala bir efsane.
Tuna Serim yerli ve yabanci kaynaklari tarayarak yaptigi arastirmalar sonucunda Cem Sultanin hayatini masalsi bir anlatimla romanlastirdi. Roman, tarihi olgularin yaninda Cem Sultanin siirleriyle percinlenen duygu dünyasini da aciyor okurun önüne.