Iki gün kar yagmisti. Yerde kar otuz santimin üstündeydi. Sürekli gidilip gelindiginden mevzilerle bölük arasinda bir kisi gidecek kadar yol olusmustu. Rahat gidilip gelinebiliyordu. Bu gece daha da soguktu, her bir saatte nöbetci degistirilecekti. Nöbete komandolar cikacak, jandarmalar hazir kita bekleyecekti. Bölügün dogusunda tel örgünün icinde yakindaki köyün mezarligi vardi. Üc tane mevziimiz bu mezarligin icindeydi. Bu gece hava bulutsuzdu, dolunay vardi. Ay, nur topu gibi parliyordu. Yerde de kar olunca gece sanki gündüze dönmüstü. Bir sinir bölügündelerdi. Cok dikkatli olmalari gerekliydi. Bir anlik dalginlik onlara cok pahaliya mal olabilirdi. Gecenin ilerleyen saatleriydi. Hoca hazir kita bekliyordu. Biraz dinlenmek icin kogusa gitti, yatagina uzandi. Bin bir türlü düsünceye dalmisti. Birden bölük telsizcisi iceri girdi. Panik icindeydi
-Kalk cabuk kalk Dokuz numarali mevzii yardim istiyor.