Huzurlu bir aile ortaminin olusmasi, bu temel kurumu meydana getiren fertlerin hak ve sorumluluklarini yeterince bilip hayata gecirmelerine baglidir.
Aile icerisinde mutlulugun saglanmasinda en önemli faktör, görev ve sorumluluk bilincinin yerlesmesidir.
Insanligin varligi ile baslayan ve devam eden iki önemli kurumun biri aile digeri ise dindir. Aile, insanligin ilk kurdugu kurumdur. Evrensel bir kurum niteligini tasiyan aile, etkisi, özelligi ve islevi acisindan alternatifi bulunmayan tek kurumdur. Insan toplumunun cekirdegini olusturan aile, Kuranin üzerinde en cok durdugu konulardan biridir. Birey ve toplum arasinda bir köprü olan aile, nesillerin yetismesinde, hayata hazirlanmasinda, din hayat ve inanc ilkelerinin kavranilmasinda hemen herkesin kabul ettigi, vazgecilmez bir müessesedir.
Bu yüzden Islam, toplumun temeli olan aileyi ön planda tutar. Cünkü din ve ahlak esaslarin, kültür ve örfün ögrenildigi ve nesilden nesile aktarildigi yer, aile yuvasidir.
Bu kadar önemli olan ve üzerinde itina gösterilmesi gereken aile müessesesi, günden güne yipratilmakta ve örselenmektedir. Iletisim teknolojisinin gelismesi ve buna bagli olarak olusan medya kültürü, aile kurumunu bozmaya ve degerler sistemini altüst etmeye devam etmektedir. Diger taraftan Islam dininin, aile hayatina dair ortaya koydugu hükümlerin yeterli derecede bilinmemesi ve hayata mal edilmemesi, aileye karsi gelisen yikici ve tahrip edici faaliyetlere karsi direnme gücünü azaltmaktadir.
Ailenin temelini meydana getiren kari-kocanin, konum ve sorumluluk alanlarini bilerek hareket etmeleri sevgi, saygi, gönül birligi ve paylasim anlayisi ile görevlerini yerine getirmeleri son derece önem arz etmektedir.
Biz de bu düsünceyle her kesimden insanin yararlanabilecegi bir calisma yapmayi düsündük. Ele aldigimiz bu mütevazi eser, mutlu ve huzurlu bir ailenin olusmasini hedef almaktadir.