1990 baslarinda, Üsküdarda, derme catma, birkac katli bir apartmanda, soguk ve esyasiz bir odada dünyayla iliski görünürde kesilirken, belki de asil hayat su yüzüne cikar; beden latiflesir, ruh genisler, saplanti nevrozlari cözülmeye durur. Insan, asil hayat ve maceranin icine gömülür... Cocukluktan evlilige, akademik bilgiye kadar pek cok sey gözden gecirilir. Ama artik bir ic gözdür bu bakan...
Kitaba önsöz yazan Annamarie Schimmel, Müslüman bir Avrupalinin halvet deneyimlerini anlatan ilk kitap bu, diyor. Üstelik, Avrupa, Asya ve Amerika olmak üzere üc farkli kültür cografyasini yasamis, maneviyata egilimli bir psikoterapistin elinden cikmis...
Yazarin Halvet Günlügünü okurken halvetin ne oldugu konusunda bilgiler edinmekle kalmayacak; zikrin, Mevlana Celaleddin-i Rumi ve Ibn-i Arabi okumalarinin, ayet ve hadislerin bu ruhsal deneyimdeki tartisilmaz yerini göreceksiniz.
Zengin bir entelektüel biresiminin sonuclarina dayanan Yorumlar Bölümü, halvette yasananlara bilimsel aciklamalar getiriyor. Halvette 40 Gün, insan varliginin iki yüzüne sesleniyor
Kalp ile zihin, Ruh ile beden..